
Altın fiyatları rekor serisine bugünlük ara verse de tarihi zirvelere yakın seyrediyor. Ons altın 3880 doların üstünde güçlenirken, gram altın 5200 TL denemeleri yapıyor.
Altın fiyatları pozitif ivmeyi korurken, Midas Analiz tarafından tarihsel trendler incelendi. Kurum, altının son 55 yılık performansının, sadece fiyat hareketlerini değil, küresel ekonominin kriz ve belirsizlik dönemlerini de yansıttığını söyledi.
Volatilitenin çok yüksek olduğu dönemlerde, bazı yıllar yüzde 70’e varan kazançların bazı yıllar ise yüzde 30’lara varan kayıpların yaşandığına dikkat çekildi. Bu nedenle altının güvenli liman diye adlandırılmasının bir mecaz kadar basit olmadığı, strateji ve dikkat gerektirdiği vurgulandı.
En yüksek getirili dönemler incelendiğinde 1971 – 1974 yıllarının altın için kritik bir kırılma noktası olduğuna işaret edildi. Bretton Woods sisteminin çöküşü ve doların altın standardından ayrılmasının altını serbest bıraktığı hatırlatıldı.
Bunun sonucunda da “Yüzde 73, yüzde 66, yüzde 48 gibi olağanüstü getiriler… 1979’daki yüzde 126,5’lik rekor artış ise petrol şoku, çift haneli enflasyon ve küresel güven krizinin gölgesinde gerçekleşti. Altın o dönemde adeta dünya batıyor sigortası oldu,” dedi.
Bugün de benzer bir ortamın var olduğunu ifade eden Midas, “Merkez bankaları sistematik altın alıyor, BRICS ülkeleri de-dolarizasyon için adım atıyor, jeopolitik riskler yapısal kalmaya devam etmekte. 2024’te yüzde 26, 2025’in ilk 9 ayında yüzde 48’lik getiri, bu yeni dönemin işareti olabilir,” değerlendirmesinde bulundu.
Kurumsal tahminlerin 4000 doları artık mümkün olduğuna işaret ettiğini söylerken, tahminlerin sürekli yukarı yönlü revize edildiğini vurguladı. Yıl başlangıcında orta-uzun vadeli 3200 dolar olan tahminlerin, 4000 bandına kadar çıktığına işaret etti.
Goldman Sachs 2026 ortası için 4000 dolar, UBS ve Citi 4200-4500 dolar bandını işaret ederken, Bank of America kısa vadede daha temkinli ama hâlâ 3500 – 4000 dolar bandı geçerli.
Bu tahminlerin arkasında güçlü gerekçeler olduğunu ifade eden analistler, “Merkez bankalarının rekor alımları, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin rezervlerinde artan altın oranı, Fed’in faiz indirimleri, ABD borç endişesi, de-dolarizasyon ve jeopolitik riskler… Ancak kurumlar kısa vadede konsolidasyon olasılığına da dikkat çekmekte,” dedi.
Son olarak da ‘volatilite gerçeği’ vurgusu yaparak, altının her zaman yükselmediğini söyledi. 1975’te yüzde -24,8, 1981’de yüzde -32,6, 1997’de yüzde -21,4, 2013’te yüzde -27,6 düştüğünü hatırlatan kurum, 1979 – 1980’deki hızlı yükselişin ardından 1981’de sert çöküş görüldüğünü vurguladı.
2009-2011 arasında yükseldikten sonra 2013’te düştüğünü hatırlatan kurum, bu döngülerin altının zamanlama gerektiren bir yatırım olduğunu gösterdiğine dikkat çekti.