Ticaret Savaşı Bitmese de ABD Getiri Eğrisinin Normalleşmesi Resesyon İhtimalinin Zayıfladığını Gösteriyor

ABD ile Çin arasında iki yıla yakın bir zamandır devam eden ticaret çatışması, küresel ekonomi üzerindeki en büyük baskı unsuru oldu. Dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip olan bu ülkelerin karşılıklı olarak gümrük vergilerini artırması, başta kendi ekonomilerine zarar verdi.

Beraberinde de bu ülkelerle ticaret yapan ülkeler, petrolde talep görünümü, emtia fiyatları derken tüm piyasaların yönü ticaret gelişmeleriyle belirlendi. Ticarette artan korumacılık politikaları 2019’un başından bu yana resesyon ihtimallerini canlı tutuyordu.

Özellikle ABD ekonomisindeki yavaşlık resesyon endişelerini gündemden düşürmedi. Son açıklanan veriler her ne kadar ticaret savaşı sona ermese de resesyon ihtimalinin zayıfladığını gösterdi.

ABD ile Çin arasında ticaret anlaşmasının birinci kısmının imzalanmasına çok yaklaştığı belirtilirken, bir yandan gelen çelişkili haberler tansiyonun her daim yüksek olmasına sebep oluyor.

Yatırımcılar bu nedenle küresel ekonomideki tehlikenin tam anlamıyla geçtiğini düşünmüyor. Ancak bu yılın en önemli gündem maddesi olan getiri eğrisinin normalleştiği ve resesyon olasılıklarının azaldığı gözleniyor.

Praveen Korapaty, bu yılın küresel ekonomi açısından zayıflamayla geçtiğini fakat 2020’nin her açıdan güçlü bir sene olacağını yorumladı. ABD 10 yıl Hazine tahvillerinin faizleri 2007 yılında yaşanan finansal krizden bu yana, ilk defa bu yılın Ağustos ayında 2 yıllık vadelilerin altına geriledi.

ABD getiri eğrisinin tersine dönmesiyle piyasaların odak konusu olan resesyon ihtimali, merkez bankalarının yerinde hamleleri sayesinde şimdilik bastırıldı. PGIM tahvil birimi baş ekonomisti Nathan Sheets, küresel ekonominin resesyonun kenarından geçtiğini söyledi.

Ekonomilerin son yıllarda birçok jeopolitik şoklara maruz kaldığını ve bu nedenle cansız bir seyir izlediğini yorumladı. Almanya ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde %0,1, İngiltere ekonomisi %0,3 oranında büyüme kaydederek, resesyonun önünü kesti.

Ancak kendi iç karışıklığı nedeniyle aylardır protestoların yaşandığı ve ekonomisinin darbe aldığı Hong Kong’un resesyona girdiği kesinleşti.