Uzmanlar, ABD ile Çin arasındaki politik ve ekonomik etki savaşının Afrika çapında devam ettiğini ve Pekin’in artan varlığının Batılı politikacıları rahatsız ettiğini söyledi. Sonuçta Afrika, gezegendeki en hızlı şehirleşme bölgesi haline geldi ve Çin kendisini yeni sınırın altyapısal öncüsüne yerleştirdi.
IMF’ye göre 2017’de dünyanın en hızlı büyüyen 20 ekonomisinden yedisiyle övünen Afrika olmuştu. Çinli firmalar da Afrika ülkeleri arasında entegrasyon ve ticaretin temelini oluşturacak liman, karayolu ve demiryolları inşa etme konusunda lider konumundaydı.
Çin, Afrika’da Etkisini Artırıyor
Kısa süre önce operasyonel aşamasını başlatan Afrika Kıta Serbest Ticaret Anlaşması, sonunda 55 Afrika Birliği ülkesinin tamamını dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesi içinde bir araya getirme niyetinde. İşte tüm bunlar göz önüne alındığında ABD-Afrika ticaretinin son yıllarda azalırken, Çin’in şu anda Afrika’nın en büyük ticaret ortağı olması dikkat çekiyor.
2002-2008 arasında Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası’nın (AGOA) imzalanmasını takiben ABD ile Afrika arasındaki ticaret 100 milyar dolara yükseldi. Ancak ABD kurumu USAID verilerine göre Afrika ticaretinin ABD’yle 2017’deki toplam değeri sadece 39 milyar dolardı ve bu ABD’yi Çin ve Avrupa Birliği’nin ardından Afrika’nın üçüncü en büyük ticaret ortağı yapıyordu.
2017’de Çin-Afrika ticaretinin değeri 148 milyar dolarken, rakam 2014 yılındaki 215 milyar dolarlık zirvenin aşağısında gerçekleşmişti. Çin Gümrük Genel İdaresi’nin istatistiklerine göre, 2019’un ilk yarısında Çin’in Afrika ile toplam ithalat ve ihracat hacmi, yıllık yüzde 2.9 artışla 101.86 milyar dolar olmuştu.
Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’ne göre de Çin’in Afrika’daki yatırımlarının ve inşaatlarının toplam değeri 2005’ten bu yana 2 trilyon dolara yaklaşıyordu. Yakın zamanda Afrika için 1 milyar dolarlık Bir Kuşak Bir Yok altyapı fonu başlatan Çin, geçen yıl da 60 milyar dolarlık bir Afrika yardım paketi teslim etmişti.
Washington’un kıtadaki üst düzey diplomatı Tibor Nagy bu meseleyi ele almaya çalışmış ve ABD ile Avrupa’nın, özellikle Fransa’nın son yıllarda politik ya da ekonomik etki için gerçek bir rekabetle karşılaşmadığı Afrika’da etkiyi geri kazanmaya çalışmıştı.
Afrika Çin Dışında Türkiye, Rusya, Tayland ve Endonezya ile Ticaretini Artırdı
ABD’nin Afrika İşleri Devlet Sekreter Yardımcısı olan Tibor Nagy, kısa süre önce BBC’ye verdiği demeçte yatırımcılar kapıyı çaldıklarında ve Afrikalılar açtığında, orada duran tek kişinin Çin olduğunu söyledi. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi‘nde Afrika Program Direktörü Judd Devermont, bu düşüşte ABD shale genişlemesi, sınırlı ürün çeşitliliği ve anemik Afrika büyümesi dahil bir dizi faktörün etkili olduğunu belirtti.
“Ancak, yavaşlama ABD’ye özgü değil. Afrika ve çoğu Avrupa ülkesi arasındaki ticaret de 2010-2017 yılları arasında azaldı. Sahra altı Afrika, Çin dışında Rusya, Tayland, Türkiye ve Endonezya da dahil olmak üzere yeni veya yeniden dirilen yabancı ortaklarla olan ticaretini önemli ölçüde artırdı.” dedi.
Yeni ABD Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kurumu’nun, Prosper Africa gibi girişimler modernleşmeye ve ABD kaynaklarını koordine etmeye söz verirken ABD özel sektörünü katalize etmeye yardımcı olacağını da söyledi.
Yine de ABD’nin bölgeye yatırım yapma konusunda karamsar, şüpheci ve bilgisiz kalan ABD’li şirketleri ikna etmek için daha fazlasını yapması gerektiğini vurguladı. Özellikle de ABD’nin Amerikan şirketlerinin rekabet avantajı sağladığı sektörleri belirlemesi ve bunları teşvik etmesi gerektiğini aktardı.
ABD-Çin Rekabeti Devam Ediyor
Çin’in altyapı hakimiyetinin bazı iyi yanları olduğunu söyleyen Devermont, özellikle de dünyadaki en düşük demiryolu ve karayolu yoğunluğuna sahip ülkelerde ürünleri taşımak ve tüketicilere erişmek için işleyen ulaşım ağlarının ABD’li işletmelere yardım edeceğini savundu.
Bununla birlikte Çinli işletmelerin, uluslararası standartlara uymakla daha az ilgilenen Afrika hükümetleriyle çalışırken yolsuzluklara ve çevre ve iş yasalarını umursamamaya daha istekli olduğunu öne sürdü. İlaveten Çin finansmanı ve projelerinin, diğer yabancı firmaları müteakip fırsatlarda rekabetten engelleme riskinin bulunduğunu ve bunun Afrika hükümetlerini sadece Çin varlıklarıyla başa çıkmak durumunda bırakacağını ekledi.
Çin yatırımının diğer olumsuz yan ürünleri de gündeme geldi. 2018 yılının sonlarında New York Times, Kenya’da faaliyet gösteren Çinli firmalarda ırkçılık örneklerini rapor etmişti. Pekin ayrıca Bir Kuşak Bir Yol girişimi aracılığıyla gelişmekte olan ülkelere ciddi miktarda gizli borç vermekle suçlanmıştı. Hatta Çin’in gelişmekte olan ülkelere verdiği borçların yarısı gizli denmişti.
Ne var ki HSBC’nin Asya Pasifik’teki Bir Kuşak Bir Yol Girişimi Başkanı Mukhtar Hussain, geçtiğimiz günlerde verdiği demeçte girişimin yeni tekerrürünün çok daha açık, yeşil ve sürdürülebilir olduğunu belirtmişti.
Öte yandan Devermont ABD-Çin rekabetinin Afrika’da zaten devam ederken, bunun Pekin, Washington veya Afrika başkentleri için avantajlı olmadığını öne sürdü. “ABD ve Çin firmaları en azından şimdilik farklı sektörlerde faaliyet gösteriyor ve ekonomik kalkınma için farklı modelleri temsil ediyorlar. Genel olarak Afrikalılar, bizim veya onların ültimatomlarına girmediği sürece, artan ilgiyi memnuniyetle karşılayacaktır.” ifadeleriyle de düşüncesini açıkladı.