
Pekin Üniversitesi’nde profesör olan Jia Qingguo, korumacılığın bazı uluslar arasında yükselirken çoğu ülkenin dış güçlere boyun eğmek yerine doğru olanı yapması gerektiğini söyledi.
Cumartesi günü Singapur Zirvesi’nde verdiği demeçte Jia Qingguo, aslında sadece birkaç ülkenin korumacılık kavramına abone olduğunu çoğunun ise ticaret, teknoloji ya da güvenlik alanlarında iş birliğini tercih ettiğini belirtti.
“Bölgedeki ülkeler içgüdülerine uymalı ve sadece dış baskılara tepki vermek yerine doğru olanı yapmalı. Bu aynı zamanda Çin’in diğer ülkelere tavsiyesi.”Sonuçta Trump’ın Önce Amerika duruşu ve Amerikan işçilerini ilk sıraya koyma sözüyle hareket ederek Çin’e de bu gerekçelerle savaş açtığı biliniyor. Trump kısa süre önce Amerikan şirketlerini eve dönmeye çağırırken İngiltere de artan milliyetçilik ve Avrupa’daki göç krizi sırasında oy verdiği Brexit’le mücadele etmeye devam ediyor. Jia bu noktada ayrılığın makul olduğunu düşünmediğini ve bunun Çin çıkarına hizmet edeceğini savundu.
“Washington’daki insanlar şunu söyler: Çin, gelişmekte olan ülkeler için alternatif bir kalkınma modeli oluşturmaya çalışıyor. Bu yanlış. Çin, her ülkenin kendi ulusal durumunu dikkate alarak kendi yolunu oluşturması gerektiğini söylüyor. Washington’daki birçok insan Çin’i şeytanlaştırmaya çalışıyor ve bu temelde politikalar geliştiriyor. Bence dünya bunun üstesinden gelmeli.” Konferanstaki uzmanlar da ABD-Çin anlaşmazlığının sürmesi halinde dünyanın daha fazla blok şeklinde bölünebileceği öne sürdü.
ABD-Çin soğuk savaşının sorunları kutuplaştırırken milletlerin giderek daha fazla taraf tutma baskısı gördüklerini bildirdi. “Hindistan’ın eski ulusal güvenlik danışmanı Shivshankar Menon da dünyanın iki ayrı jeopolitik düzene bölünmesi için gerçek bir risk olduğunu dile getirdi.
Böyle bir geleceğin son birkaç on yılda Asya’da fantastik büyüme sağlayan koşulları etkileyeceğini öngören Menon, çözümlerden birinin bu tür meselelerle uğraşmak üzere ortaya çıkan istekli koalisyonlar olacağını şöyle anlattı: “Giderek zorlaşacak. Alternatif korkunç, alternatif bir yerlerdeki her küçük kriz ve aslında doğrudan çatışmaya yol açıyor. Dünya düzeninin bu sorunları ele almasını bekleyemeyiz.”