
Koronavirüs salgının yıkıcı etkileri küresel piyasalarda hissediliyor. Bilançonun en ağır olduğu ABD’de ölüm ve vakalar artıyor. Başkan Donald Trump ülkesinin salgında zirveyi aştığını ve bazı eyaletlerde vakalarda azalma görüldüğünü söylese de, kesin konuşmak şuan için mümkün görünmüyor.
Daha önce hiç görülmemiş türden amansız bir mücadele veren ülke, genel ekonomik faaliyetlerinin çoğunu durdurdu. Fabrika ve iş yerlerinde üretimler durdu.
Dün açıklanan perakende satış verileri de üretilenlere olan talebin ne derece düşük olduğunu su yüzüne çıkardı. Vatandaşların yaşamlarına getirilen zorunlu kısıtlamalar elbette çalışma ve iş durumlarını da etkiledi.
Ekonomiyle Doğru Orantılı Kötüleşen ABD İstihdamı, Beklenenden Az Geldi

Ülkede Nisan başındaki işsizlik rakamları 6,6 milyona ulaşmış ve böylelikle tarihi bir rekora ulaşmıştı. 1 hafta içinde iki katına katlanan rakamlar salgınla boğuşan ülkenin çaresizliğini yansıtıyordu. çok da sürpriz olmayan bu rakamların ardından bir sonrakilere odaklanılmıştı. 6,6 milyonluk veri de bugün itibarıyla 6.61 milyon olarak revize edildi.
Nihayet bugün açıklanan ABD işsizlik maaşı başvuru verileri, 11 Nisan ile sona eren haftada 5.24 milyon olarak ölçüldü. Tarihi yüksek rakamın üzerinden henüz 13 gün geçmişken bu seviyelere gerilemiş olması şaşkınlık yarattı. Rakamdan beklentiler 5.5 milyon idi.
Açıklanan rakamla birlikte salgının kendini göstermeye başladığı dönemlerden bu yana toplam 21 milyon işsizlik başvurusu kaydedilmiş oldu. Eyaletler içinde California 661 bin başvuru ile ilk sırada geldi. Hemen ardından salgının en yıkıcı olduğu New York 396 bin ile ikinci sırada yer aldı.
Ülkede önemli ekonomik göstergelerden biri olan istihdam rakamları ve işsizlik başvurularına bakıldığında, durumun oldukça içler acısı olduğu görülüyor. ABD’de şuan işsizlik %17 seviyelerinde ve bu da 11 yıl önce resesyondan kurtuluşta görülen %10’luk seviyeyi geride bırakmış.
Salgının etkilerini telafi etmenin zor olduğu şimdiden net bir şekilde görülebiliyor. Bundan sonraki veriler, ekonomiye ne kadar destek gerektiği konusunda belirleyici unsur olabilir. Getirilen onca teşvik paketlerine rağmen küresel ekonominin ikinci bir resesyon tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği düşünülüyor.