Avrupa Birliği, hurma yağının taşıt yakıtında kullanılmasını aşamalı olarak kaldırma önerisiyle, birçok ülkenin eleştirilerine yol açtı. AB’nin hareketi, tüketicilerin sürdürülebilirlik endişelerinin işletmeleri giderek daha çok etkilediğini vurgulayarak ormansızlaştırma ve işçi suiistimalleriyle ilgili bitkisel yağlar hakkında yıllarca devam eden aktivist kampanyaların ardından geldi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın kurucu ortak olduğu Eyes on the Forest isimli çevreci koalisyona göre Endonezya adası Sumatra, 31 yıl boyunca 25 milyon hektarlık alanının yüzde 56’sını kaybetmişti. Ve koalisyona göre palm yağı endüstrisi, bu adadaki kaybın en büyük nedenlerinden bir tanesi olmuştu.
Fransa ve Norveç geçtiğimiz ay palm yağını azaltmaya başlayan ilk ülkelerden olmuş ve bu durum büyük Güneydoğu Asya ülkelerinde endişelere yol açmıştı.Nitekim Güneydoğu Asya ülkelerinde ihracat için üretilen mahsul ekonomik büyümeyi destekliyordu ve Endonezya ile Malezya tüm dünyadaki palm yağının yüzde 80’inden fazlasını üretiyorlardı. AB de Haziran ayında bloğun enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payını artırmak için 2030’dan itibaren taşıt yakıtında kullanılan palm yağının kademeli olarak kaldırılmasına karar vermişti.
Bu noktada Malezya Sanayi Bakanı Teresa Kok; “bu çok istenmeyen bir karar ve serbest ve adil ticaretin ilkelerine aykırı, Fransız milletvekillerinin oyları endişe verici ve en sert kınamaları hak ediyor” ifadeleriyle yorum bildirdi. Bugün ise Teresa Kok, dünyanın palm yağı bazlı biyoyakıtları yasaklayan dünyadaki ilk ülke olan Norveç’in Malezya ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) arasındaki ticari ilişkileri olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Palm yağı değerlendirmesinin adil ve doğru olduğu konusunda ikna olmadıklarını söyleyen bakan, doğrulanmış gerçeklerle desteklenmeyen açık tanımlamalar olmadan Norveç gibi bazı Avrupa ülkelerinin tüm palm yağı üreticilerini ormansızlaştırmanın itici güçleri olarak genellemelerinden endişe duyduklarını vurguladı. Nikkei Asian Review’de geçtiğimiz günlerdeki bir haberinde Endonezya’nın AB’yi böyle bir harekette misillemeyle tehdit ettiğini, ülkenin ticaret bakanının AB’nin ticaret savaşı istediğini söylediğini yazmıştı.
Bazı plantasyon şirketlerinin sürdürülebilirlik kayıtlarını iyileştirmek için çaba sarf etmelerine rağmen küresel palmiye yağı endüstrisinin itibarının iyileşmediğine dikkat çekilmişti. Nitekim tüketicilere hitap eden yüksek profilli şirketler de işletmelerine zarar gelmemesi için palm yağına karşı hamlelerde bulunuyorlardı. Fitch Solutions AB’nin yanında büyük yiyecek ve içecek firmalarının da sürdürülebilirlik standartlarını karşılayamayan palm yağı üreticilerinden uzaklaştıklarını bildirmişti.
Mesela gıda devi Nestle, 2020 yılına kadar yüzde 100 sürdürülebilir sertifikalı hurma yağı tedarik etme hedefi belirlemişti. Dünyanın en büyük palm yağı üreticisi olan Wilmar, bu ay tedarik zincirinde ormanları yok eden tedarikçileri belirlemek için uydu kullanacağını duyurmuştu. Tarım teknolojisine yatırım yapan başka bir şirket de bu yılın başlarında müşterilerin tedarik zincirlerini kontrol etmeleri için bir platform oluşturan Olam’dı. Olam çikolata yapımında kullanılan kakao, fındık ve palm yağı üreten büyük bir tedarikçiydi.
Ücretsiz VİOP deneme hesabı açın ve 100.000 lira sanal para ile risk almadan nasıl yatırım yapacağınız öğrenin.