Küresel ticaret, 2020’ye damgasını vuran sağlık krizi yüzünden büyük bir çöküntü yaşarken gelecek yılın neler getireceği merakla bekleniyor.
Uzmanlardan gelen yorumlar genel anlamda iyileşme olacağına ancak pandemi öncesi seviyelere dönüşün mümkün görünmediğine işaret ederken ING de son raporunda benzer yorumlarda bulundu.
İz bırakan 2020’nin ardından 2021’de küresel ekonomiden beklentileri ele alan ING, dünya ticaretinin 2021’de haber başlıklarından uzak olmayacağını ve hem ABD’deki hem de yakında Dünya Ticaret Örgütü’ndeki yeni liderliğe rağmen, bunun uluslararası işbirliğinin garantisi olmadığını bildirdi.
Fakat yeni liderliklerin, en azından ticari gerilimlerin çözülmesi için biraz umut verdiğini ekledi.
ING’den Joanna Konings son notunda, bir aşı ile ticaretin toparlanacağını ancak ikinci tur etkilerin 2021’e sürükleneceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:“Aşıya doğru ilerleme, 2021 yılı boyunca tüketici ve yatırım güvenini geri kazanmaya yönelik önemli bir adımdır ve ticaret hacimlerinin 2Ç20’deki yüzde 16’lık çöküşten salgın öncesi seviyelerine geri dönmesine yardımcı olur. Ancak taşıma kapasitesindeki Covid ile ilgili bazı aksaklıkların çözülmesi zaman alacak ve talep düzeldikçe bile kalıcı bir etkiye neden olacaktır. Ticaret talep düzeldikçe hızlı bir şekilde yanıt verecek olsa da salgın öncesi hacimlere tekrar ulaşmak 2022’ye kadar sürebilir.”
Covid kısıtlamaları hafifledikçe ticaretin toparlandığını dile getiren Konings, 2020’de mal ticareti hacimlerinde %7’lik bir düşüş ve ardından 2021’de yaklaşık %5’lik bir büyüme, 2022’nin başlarında da pandemi öncesi seviyelere ulaşacağını öngördüklerini bildirdi.
İyileşme ilerledikçe, hem tüketiciler hem de işletmeler için gerekli olan devlet destek paketlerinin, sübvansiyonlar ihracatçı firmalar için eşit olmayan bir oyun alanı yarattığından, ticaret hacimleri için aşağı yönlü bir risk oluşturduğunu ekledi. Devlet desteği çözülmezse, ticaret hacimleri üzerindeki yıkıcı etkinin sınırlı kalması gerektiğini savundu.
Fakat sağlanan desteğin çoğunun resmi bir bitiş tarihi olmadığını ve bu nedenle ticaretin toparlanması üzerinde istenmeyen etkilerinin olabileceğini de belirtti.Konings’e göre Covid-19’un ortaya çıkardığı güvenlik açıklarına yönelik politika tepkileri, ülkelerin belirli malları stoklamasına ve hatta yeniden ikmal yapmayı teşvik etmeye çalışmasına neden olabilir.
Ancak Çin’deki kilitlenmeden kaynaklanan tedarik zinciri aksaklıkları, özellikle Çin’in hızla yeniden açılması sayesinde, ihracat pazarlarındaki talep çöküşünden daha küçük bir sorun olduğunu kanıtladı. Pek çok firma için tedarik zinciri dayanıklılığını artırmayı söylemenin yapmaktan daha kolay olduğunun üzerini çizdi.
Arzın çeşitlendirilmesinin ve daha büyük envanterlerin elde edilmesinin maliyetlerinin, 2021’de tedarik zincirlerinin büyük göçünü sınırlayacağını ekledi. Joe Biden yönetimindeki ABD ticaret politikasının, diğer anlaşmazlıkları hafifletirken ABD-Çin ticari ilişkileri üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek gibi göründüğünü kaydetti.
İngiltere’nin AB’den ayrılışına ilişkin; “Brexit sayesinde yeni yıla ticaretin aksamasından bahsederek başlayacağımız neredeyse kesin” yeni gelecek DTÖ genel direktörünün ele alması gereken başka korkutucu sorunlarına da atıfta bulundu.
ABD çelik ve alüminyum tarifeleri dahil ticaret savaşının neden olduğu çeşitli anlaşmazlıkların DTÖ mahkemelerinde yoluna devam ettiğini dile getiren ING ekonomisti, Çin’in devlet sübvansiyonlarının kullanımı konusunda da bir anlaşmazlık olduğunu hatırlattı.