Toyota, Celica gibi modellerle 80’lı yıllarda daha fazla damgaya vurmaya başlamıştı ve insanlara JDM mantığında bir tek kapılı daha sunmalıydı. Japon şirket tarafından hazırlıklar başladı ve Sera adında, döneminde iyi karşılanacak bir tek kapı gösterdi. 1988’de tamamı imalata hazır bir AXV-II Concept ile spor kupalı 930 kg’lik bir hatchback gösterdi. Ve bunu 1995’e kadar sürdürmeyi başardı. Bazı Japon araba severler bunu önceden görmemiş olabilir.
Şöyle ki Sera Toyota’nın Japonya’ya özel hazırladığı bir araçtı. Ancak aldığımız bilgilere göre Sera Uzak Doğu’ya çıksa da bazı aksamları anında değiştirilerek şekilde İngiltere ve Avustralya pazarlarına gönderimi hazır halde bekletilmiş.
McLaren F1 tasarımcısı Gordon Murray, modelini çizerken Sera’dan ilham aldığını söylemiş!Detaylar muhteşemdi ve Murray bile hipercar için bütünleşecek bir parça duruş biçimini örnek alıyordu. Sera, genel olarak Toyota içerisinde modern yüzüyle gösterilmiş ve Starlet, Tercel ve Paseo gibi kompakt araçlarla aynı platformdan çıkartılmış.
Toyota Sera’nın en büyük farkı dönemin pop-up farlı Celica’sı gibi olmamasıydı.Bugün bile yasaklanmamış olsa pop-up farlı otomobillere rağbet olacağından eminiz. Sera daha mütevazi mercekli farlarla süslenmiş, sade panjur ve genel görünüme sahipti. Ne var ki onu ikonik yapacak havaya kalkan kapıları vardı. Zaten Japon halkı için böyle Ninja duruşlu bir otomobilin varlığı yetmişti.
Toyota’nın çok satacağını bildiği Sera, 1995’e kadar tutuldu ve 16.000 adet üretip satıldı.Kim istemez ki caddeler park ettikten sonra iniş sırasında kapılarının böyle açılmasını! Dış açılımın kısıtlı olduğu 80’li yıllarda Japon halkı havalı olmanın formülünü Sera’da bulmuş.
Kapılardan sonra asıl dikkat çeken, tavandan arka kısma kadar uzatılan cam yapısı.Kapıların tavan kısmına gelecek yerleri camdan yapılmıştı. Bu konsept bozulmadan arka kısma kadar, yolcuların bulunduğu bölgede uygulanmıştı. Bagaj yeri olan kısım aslında cam bir hazneydi ve hidrolik kollarlar kalkabiliyordu.
Toyota, Sera’da hızlı olmayan yalnız konforlu, dış görünümü havalı bir spor otomobili hedef almış.Biraz Japon’ların Kei araç mantığına kayan karoserinin kokpit bölümünde konfor ögeleri es geçilmemiş. Okunması kolay gösterge paneli, spor sayılabilecek direksiyon simidi, otomatik vites seçeneği ve en azından dönemin aşırı sade kokpit tipinden biraz uzak!
Hacim bakımından orta seviyeli bir motor kullanılmış.Hız sınırlamasının sürdüğü Japon’ya da yüksek hacimli motor çok da gerekli değildi. O yüzden hazırda olan 1.5L 110 ps ve 131 nm tork üretecek ünite yeterli olacaktı. Zira 930 kg’lık ağırlığı taşımak zor olmayacaktı.
İlginizi Çekebilir :
Mazda, Mitsubishi ve Honda gibi ABD pazarına endeksli Japon markaların gönderim yaptığı JDM modellerinin her biri Sera’dan iyi değildi. Görünüş ve konfor bakımından Amerika pazarına bu spor otomobil için Toyota gönderim yapsaydı, şu anda milyon adetlik bir rakamdan söz ediyor olacaktık. Yeniden hatırladığımız ve McLaren F1 gibi bir otomobile ilham veren Sera hakkında sizin düşünceleriniz nelerdir?